İbrahim Kahveci: Ey alt eğitimli ve alt gelir grupları, siz bu oyları vererek evlatlarınıza cehennem gibi bir yaşam bırakıyorsunuz

Karar yazarı İbrahim Kahveci, toplumda iktidar destekçilerinin sık sık dile getirdiği  “Erdoğan giderse Türkiye yıkılır”  ifadelerine değinerek oluşan bu algıyı “safsata olarak değerlendirdi”. Türkiye’de yaşanan, sorunları örnekleyen Kahveci, “Yani anlayacağınız ey alt eğitimli ve alt gelir grupları: Bilesiniz ki verdiğiniz oylar ile ülkeyi kurtarmıyor, tersine ülkenin yıkımına destek oluyorsunuz. Ve siz bu oyları vererek cennete gider misiniz bilmiyorum ama evlatlarınıza cehennem gibi bir yaşam bırakıyorsunuz.” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, “AK Parti’nin kaderi ile Türkiye’nin kaderi birleşmiştir” şeklindeki ifadeleri sık sık dile getirdiğini kaydeden Kahveci, bu söylemlerin mantık dışı olduğunu söyledi. “Mesela, hem çok büyük lider olacaksın hem de 22 yıllık iktidarında Türkiye’yi esaretten kurtaramayacaksın. Hatta tam tersine bugün Türkiye ekonomide milli egemenlik sorunu yaşar durumuna düşmüştür. Örnek mi: Rusya, S. Arabistan, BAE ve Katar ile yaşadığımız dış politikanın sonucu SİSİ kapısına döndü. Neden acaba?” diyen Kahveci’nin “Erdoğan giderse Türkiye yıkılır safsatası” başlıklı köşe yazısının ilgili bölümü şu şekilde:

“Bir başka örnek: Erdoğan’ın Rize’de söylediği cümleye bakın: “Türkiye’ye diz çöktürmeye çalıştılar.” Bakın bu cümle de aslında çok ters anlam içeriyor. Hem asrın lideri olacaksın hem de 3 sente muhtaç bir Türkiye olacak.

Belki de en sert ve ters mantık konusu terör.

Hangi ülke 40 yıldır terörle mücadele ederken terörist başını devlet televizyonuna çıkartıp muhalefetin aleyhine konuşturur? Terör örgütü liderine karşı fikir beyan eden meşru parti liderine “Edirne’deki İmralı’dakine hesap verecek” diyerek teröre karşı meşru siyaseti kim mahkum eder? Kim yapabilir bunu? Ya da tersten soralım: Terörden hangi siyasi anlayışlar besleniyor; terörün sürmesinden dolayı hangi siyasetçiler siyasi ikballerini sürdürüyor?

Mesela kim bir ülkede liyakatli yöneticiyi görevden alıp irrasyonel (yani akıl dışı) politika uygulayıcıları göreve getirir.

Örnek çok net: Merkez Bankası Başkanlığın’dan Naci Ağbal’ı alıp yerine Şahap Kavcıoğlu’nu kim göreve getirdi? Ve hatta Nureddin Nebati ile 6 ay uyumayı kim istedi? Hangi dış güç bu akıl dışı politikaları uygulatabilir?

SİSİ düşmandı; BAE düşmandı, Yunanistan düşmandı… Ne oldu? Bir gece ansızın gelebiliriz dediğimiz Miçotakis ile kucak kucağa geldik. Sonra da “Ben sana dememiştim” diye de sıyırmaya çalıştık. SİSİ ile kimse barıştıramazdı hani; lakin tıpkı Miçotakis gibi onun da ayağına gittik. Kral’ında ayağına gittiğimiz gibi, ya da Putin’in kapısında ayakta beklediğimiz gibi.

Mesela dar gelirliler evlerini bile kaybetmiş. Onlarda kiracılık oranı yüzde 41,4 artış göstermiş. Ya da gelirden alınan paya bakıyorsunuz ki o da ne? Erdoğan’ın liderliğinde tek kazanan en zengin yüzde 5’lik kesim olmuş. Resmen zenginler ihya edilmiş.

Emekli maaşı ortalaması asgari ücretin yüzde 20 üzerindeyken Erdoğan liderliğinde yüzde 25 altına düşmüş. Ücretlilerin ülke gelirinden aldığı pay yüzde 33’lerden yüzde 24’lere gerilemiş.

Ama bütün bunların yanında yine en fazla oyu en fazla cefa çekenler vermiş. Adeta oy vererek vatanı kurtardığını, öbür dünyada cennete gideceğini sanalar vermiş. Durum ne derseniz tam da burada yatıyor acı gerçekler. Türkiye YAPISAL YIKIM yaşıyor resmen. Yani anlayacağınız ey alt eğitimli ve alt gelir grupları: Bilesiniz ki verdiğiniz oylar ile ülkeyi kurtarmıyor, tersine ülkenin yıkımına destek oluyorsunuz. Ve siz bu oyları vererek cennete gider misiniz bilmiyorum ama evlatlarınıza cehennem gibi bir yaşam bırakıyorsunuz”

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir