Merkez Bankası geçen hafta açıklanan Nisan ayı enflasyon rakamından hoşnut değil. Merkez Bankası, yaptığı açıklamada beklentilerin hala düşürülemediğini, yıl sonu enflasyon hedefinin gerçekleşmesinde ciddi riskler bulunduğunu bildirdi.
Enflasyonda yıllık oranlar Temmuz’dan itibaren, baz etkisiyle düşecek ama bu düşüş sorunu çözmüyor. Enflasyonun hedefe yakınsaması için daha fazla çaba gösterilmesi gerekiyor. Bu konuda atılması gereken adımların başında artık mali tedbirlerin açıklanması geliyor. Ancak bu konuda henüz somut bir adım atılamadı ve Cumhurbaşkanı’nın gereken radikal kamu harcamalarında kısıntı kalemlerinden hangilerini kabul edeceği belli değil.
Belki de Merkez Bankası’nın hala enflasyon beklentilerinin istenilen noktaya gelemediğinden yakınmasının bir nedeni de, bu mali tedbirlerin biran önce açıklanması için yapılmış olabilir. Merkez Bankası faiz kararları ve uygulamanın sıkı tutulmasının, beklentileri düşürmek için bir dereceye kadar etkili olduğunu biliyor. Ancak halkın beklentilerini düzeltmek için bütçede sıkı disiplinin de bir önce devreye sokulmasını bekliyor.
Enflasyon beklentileri hakkındaki yakınmanın nedeni konusunda, bazı iktisatçılar da Merkez Bankası’nın enflasyonun geldiği nokta konusunda yakın zamanda başlaması muhtemel yumuşatma talepleri için ön almak için yaptığını düşünüyor. Çünkü üretimde bir gerilemenin başladığı, iç talebin artık daraldığı ortaya çıktı ve yakın zamanda bu gelişmelerden zarar edecek kesimlerin şikayetlerin artması bekleniyor.
Birkaç ay sonra iş insanlarından işlerin durduğundan yakınarak, “artık gevşetin” taleplerinin büyüyeceği şimdiden görülmeye başladı. Öte yandan ekonomi programının sürdürülmesinin kaçınılmaz olduğunu bilen bazı kesimler ise “kurların çok düşük kaldığından” yakınmaya başladılar. Kurlarda “enflasyonun çok altında artış” trendi başladı ve bunun en az 4-5 ay daha devam etmesi bekleniyor. Dolayısıyla, özellikle ihracatçıların şikayetlerinin de TL’nin reel değerlenmesi arttıkça, büyümesi kaçınılmaz olacak.
Bunun yanında ücretliler ve emekliler, artık bu yıl Temmuz’da yapılmayacağı belli olan asgari ücret ek zammı ve çok düşük kalan asgari emekli maaşına ek zam için, haklı olarak şikayetle ediyorlar ve bu sürekli bir hale geldi. Enflasyon düşüş trendine girdi ama bunun yeterli olmadığı açık. Zaten yoksullaşan bu kesimler, aylık enflasyonlarla daha da yoksullaşacak ve ek zam olmadıkça satın alma güçleri daha da düşecek. Türk-İş belirlemelerine göre nisan ayında açlık sınırı 17 bin TL’lik asgari ücret sınırını epeyce aşmış görünüyor. Geride kalan 8 ayda da zam yapılmadığı takdirde yoksulluğun ne kadar daha artacağı ortada.
BEKLENTİ İÇİN RADİKAL KARARLAR GELECEK Mİ?
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, uzun zamandır “gelirler politikası” başlığı altında programın başarısı için hedeflenen enflasyon kadar ücretliler ve emeklilere zam yapılması gerektiğini söylüyor. O nedenle CHP’nin bu konudaki taleplerinin yerine getirilmesinin çok zor olacağı açık. Yine atanamayan öğretmenler konusunda da en azından bu yıl içerisinde bir adım atılması mümkün görünmüyor.
İşte bu noktada enflasyondaki hedefin gerçekleşmesinin önemi daha da büyüyor. Toplumsal kesimlerin hoşnutsuzluklarının artması, hedefe göre belirlenen enflasyon oranlarına ulaşılmazsa, çok daha büyük patırtı kopacaktır. İşte bu Merkez Bankası’nın enflasyon hedefine, piyasaların beklentisinin yakınlaştırılmasının önemi daha da artıyor.
Bu arada CHP ile AKP diyaloğunun başlamasıyla birlikte CHP’nin bu sorunları Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aktarması sonuç verecek mi, bir yandan da bu bekleniyor.