BURSA Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Tıp Fakültesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ekrem Kaya, pandemi öncesi Bursa bölgesinde kadaverik organ bağış oranının yüzde 26,3 olduğunu belirterek, “Bu oran, pandemi ile çok dramatik bir şekilde düştü. Türkiye genelinin ortalaması 1,5- 2 civarına indi. Şu anda 3,5 civarında. Bölgemizin de bağış oranı pandemide 12- 14 oldu, bu sene 8,5. Bu tabii, çok büyük bir düşüş. Birçok Avrupa ülkesi bu düşüşten geri döndüler, toparladılar. Ama düşüşe devam ediyoruz” dedi.
Koronavirüs salgını nedeniyle dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadavradan organ bağışı ve organ nakli, durma noktasına geldi. Zaman içerisinde bağış oranlarında bir ivme kaydedilse de pandemi öncesi kadavradan yapılan bağış rakamlarına ulaşılamadı. Türkiye’de 2023 yılı itibarıyla; 24 bin 449 kişi böbrek, bin 422 kişi kalp, 2 bin 600 kişi karaciğer, 204 kişi akciğer, 277 kişi pankreas, 3 bin 963 kişi kornea nakli için sıra bekliyor. Kadavradan organ bağışında, uzun yıllardır liderliğini koruyan Bursa bölgesi, 2023 yılında da bu alanda birinciliğini sürdürdü. Ancak Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Yalova ve Bilecik’i kapsayan Bursa bölgesinde, 2 bin 341 kişi böbrek, 337 kişi karaciğer, 138 kişi hala kornea bekliyor.
1711 KİŞİDEN 289’UNUN ORGANLARI BAĞIŞLANDI
Türkiye’de geçen yıl bin 711 kişiye ‘beyin ölümü’ tanısı konulmasına rağmen, hayatını kaybeden bu kişilerin sadece 289’unun yakınlarının organ bağışına onay verdiğini belirten Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Tıp Fakültesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ekrem Kaya, “Pandemi bütün dünyayı etkiledi. Bütün dünyada organ naklini ve özellikle de organ bağışını çok etkiledi. Kadaverik organ bağışını, ölüden yapılan organ bağışlarını etkiledi. Ama en fazla da bize göre bizi etkiledi, Türkiye’yi etkiledi. Çünkü Türkiye kadar düşüş sağlayan ülke çok azdır. Pandemi döneminde yoğun bakımda yatan hastaların akıbetinin ne olduğu bilinmezken, bu dönemde beyin ölümüne karar vermek ya da organ nakli bağışçısı olmak biraz sıkıntılıydı. Fakat şu anda pandemiyi atlatmış durumdayız. Buna rağmen pandemi öncesi döneme erişemedik. Pandemi öncesi dönemin çok altında bir başarıyla devam ediyoruz. Türkiye’de en iyi bölge biziz. Buna rağmen biz de çok düşük durumdayız” diye konuştu.
‘AVRUPA ORTALAMASININ ALTINA DÜŞTÜK’
Kadaverik organ bağışının en çok Türkiye’yi etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Kaya, “Dünyada bunun bir ölçeği var; milyon nüfus başına ne kadar bağış oluyor? Pandemi öncesi dönemde, bizim bu bölgemizdeki değer 23,6’ydı. Avrupa ortalaması 15’ti. Dünya ortalaması 10 civarındaydı. Avrupa’nın bazı ülkelerinde 50 olabiliyordu. Amerika’da 28 civarında. Türkiye ortalaması 7,5’ti. Ama bölgemizin ortalaması tekrar belirteyim; 23,6’ydı. Bu oran, pandemi ile çok dramatik bir şekilde düştü. Türkiye genelinin ortalaması 1,5-2 civarına indi. Şu anda 3,5 civarında. Bölgemizin de bağış oranı pandemide 12-14 oldu, bu sene 8,5. Bu tabii, çok büyük bir düşüş. Birçok Avrupa ülkesi bu düşüşten geri döndüler, toparladılar. Ama düşüşe devam ediyoruz. Avrupa ortalamasının altına düştük. Bursa bölgesi, olarak Avrupa ortalamasının üzerindeydik” dedi.
‘ŞİMDİ BEKLEME LİSTESİNDE ÖLEN HASTAMIZ VAR’
Pandemi sonrası organ bekleme listesindeki hastaların ölüm oranının arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Kaya, “Çok dramatik bir iki örnek vereyim. Mesela pandemi öncesinde, burada gerek böbrek yetmezliği gerekse karaciğer yetmezliği için bize gelip, nakil olmak için başvuran hastalardan neredeyse hiçbirini kaybetmiyorduk. Bu kişilere 6 ay içerisinde organ bulunuyordu. Ama şimdi bekleme listesinde ölen hastamız var. Neredeyse 1,5 sene, 2 sene, 3 sene bekleyen hastamız var. Dolayısıyla aradaki fark çok belirgin hale geldi. 3-4 gün önce bir organ bağışı oldu. Başka bir hastanedeydi sıra, o aldı. Ama eskiye oran ile çok az tabii. Pandemi öncesi dönemde, günde 2 tane karaciğer, 3 tane böbrek nakli yaptığımız oluyordu. Hem de bunları ölüden bağış, kadavradan bağış şeklinde yapıyorduk. Ama şimdi ayda 1 tane ölüden bağış şeklinde yapıyoruz. Bizim hastanemize 1,5 aydır karaciğer bağışı olmadı. Sıra gelmedi” diye konuştu.
SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ELEŞTİRİ
Sağlık çalışanlarına da yönelik eleştiri yapan Prof. Dr. Kaya, “Bu konuda elbette sağlık çalışanlarının da üzerlerine bazı görevler düşüyor. Şimdi tabii organ, beyin ölümü olmuş kişilerden, ölüden bağış alınıyor. Bunun olması için beyin ölümünün tespit edilmesi lazım. Bu tespit oranında da azalma var. Sağlık çalışanlarında da bir motivasyon kaybı var. Ama diğer yandan beyin ölümü tespit edilmiş olanlarda da bağış oranında azalma var. Halkın da ilgisi azalmış durumda. Dolayısıyla hem sağlık çalışanlarına hem de halkımıza topyekun bu konuya daha fazla ilgi göstermelerini rica ediyorum” dedi.
‘DOĞRU OLAN BU DEĞİL’
Kadavradan organ bağışının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Kaya, “5 yaşındaki çocuk ölüm eşiğindeyken, bir anda cıvıl cıvıl okula gider hale gelmiştir. Dünyada canlı verici, sağlam kişilerden alınan organlar ile ilgili yapılan nakillerde birinci ya da ikinciyiz. Karaciğerde birinci, böbrekte ikinci. Canlı verici nakillerini biz de yapıyoruz. Ama doğru olan bu değil. Batı bunu nasıl yapıyor? Ölüden organları bağışlıyor. Toprakta çürüyeceğine, insanlara, başka insanlara bağışlıyoruz. Dolayısıyla canlılar zarar görmüyor. Demek istediğimiz bu” diye konuştu.