Erzincan’ın doğal güzellikleriyle ünlü Kemaliye ilçesinde, altın ve demir başta olmak üzere çeşitli madenler için yapılmak istenen sondaj ve ruhsat başvuruları bölge halkını ve yaşam savunucularını endişelendiriyor. Bölgedeki aktif fay hatları bulunduğunu söyleyen savunucular, “Telafisi mümkün olmayan tehlikeler içeren madencilik faaliyetleri planlanıyor” ifadelerini kullandı.
Erzincan’ın tarihi ve doğal güzellikleriyle ünlü Kemaliye ilçesi, bilim insanlarının tekrar deprem riskine dikkat çektiği bir bölge olmasının yanı sıra, madencilik faaliyetlerinin tehdidi altında. Altın, demir, manganez gibi değerli madenlerin aranması için yapılmak istenen çalışmalar, Kemaliye’nin su kaynakları, endemik bitki ve hayvan türlerini tehlikeye atıyor. Halk ve yaşam savunucuları, bölgenin doğal yapısının hoyratça tahrip edilmesine karşı çıkarak, “İliç gibi olmak istemiyoruz” ifadeleriyle tepkilerini dile getiriyor. UNESCO Dünya Mirası geçici listesinde yer alan ve “Dünyanın en güzel turizm yeri yükselme grubu” üyeliğine sahip Kemaliye, maden arama faaliyetleri ile bir kez daha gündeme geliyor.
“İki büyük fay var”
Birgün’den Sibel Bahçetepe‘nin aktardığına göre, Sarıçiçek Doğa Koruma Derneği (SADOK) üyesi Dr. Ferudun Çelikmen, bölgedeki maden sahalarının çoğunun Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde olduğunu anımsatarak “İlçemiz maden kuşatması altında. Her tarafı sondajlarla köstebek yuvasına çevrilmeye çalışılıyor. Su kaynakları, akarsular, meralar, yaylalar hoyrat madencilik yüzünden tahrip edilip, kirletiliyor, yaşam alanlarına zarar veriliyor” dedi. 6 Şubat’ta Maraş’ta meydana gelen deprem felaketine dikkat çeken Çelikmen “Kemaliye’nin köylerinden geçen maden sahasının dibinde iki tane büyük fay var. Olası depremde içinde kimyasalların olduğu yığınlar doğaya da büyük zarar verecek” uyarısını yaptı.
“Bu vahim tahribata “Dur” denilmeli”
Özellikle ABD ve Kanada kökenli şirketlerin ilçede madencilik faaliyeti yapmak istediğini dile getiren Çelikmen, şunları söyledi:
“ÇED izinlerini iptal ettirdik”
Kemaliye Ağıl köyünden ve SADOK Başkanı Avukat Fatma Gedikoğlu da şu ifadeleri kullandı: “Köyümüzde bundan 4 yıl önce altın madeni sondajı yapıldı, bunu durdurduk. Köyümüz ve Kemaliye çevresinde çok fazla sayıda demir, altın, gümüş gibi 4’üncü grup maden ruhsatları alındığını öğrendik. ÇED izni olmadan yapılan demir madeni sondajlarıyla ilgili açtığımız davada, Erzincan İdare Mahkemesi, izin alınmadan yapılamayacağına karar verdi. Danıştay’ın onayladığı karar, çevre davalarında emsal olarak gösteriliyor. Türkiye’nin tümünde yaklaşık 12 bin bitki türü bulunmasına karşın; Sarıçiçek Yaylası’nda bin 200’e yakın bitki türü saptandı. Bitki türlerinden 145’i ise endemik bitki türüdür. Kemaliye’de yapılacak madencilik faaliyetleri bu bitki türlerine zarar verecek. Sarıçiçek Yaylasındaki madencilik faaliyetleri Dilli Deresini, Çaltı Mezrası’ndaki kırma, eleme, yıkama tesisleri Karasu’yla birleşen Çaltı Çayı’nı kirletmekte. Maden projelerinde ‘ÇED gerekli değil’ kararı veriliyor. ‘ÇED gerekli değil’ kararının iptali davasını açınca aynı projeye ÇED dosyası sunuluyor. Açtığımız davalarla ÇED izinlerini iptal ettirdik. Kemaliye’de yer altı, yerüstü su kaynaklarını, Sarıçiçek Yaylası’nı ve Karanlık Kanyon’u tehdit eden hoyrat madencilikle, açtığımız davalarla mücadele etmeye devam edeceğiz.”